31 Ağustos 2015 Pazartesi

-HÜZÜN-


  Herşeyden biraz bulundurmalı insan kendinde…Hüzünden,kaygıdan bile…Kararında olduğunda yararı bile vardır…Hayata karşı motive eder,güçlükler karşısında direnç kazandırır ….Biraz hüzünden kimseye zarar gelmez…duyguları besler…O müthiş sözler,besteler,şiirler hep hüznün getirdikleridir…


    
 ‘acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir’ der mesela SEZEN AKSU
     ‘birikip yeniden sıçramak için ,elde var hüzün’ der ATTİLA İLHAN….





Hüzün insan hayatının olmazsa olmaz bir parçasıdır…Sürekli bizimle olmasa da  gelmek için hep bahaneler arayan yüzsüz bir misafirdir…Belki bir şarkının notalarında ,belki baharda açan bir çiçeğin renginde,belki de esen bir rüzgarın getirdiği parfüm kokusunda,bir film karesinde,yediğimiz yemeğin tadında,duyduğumuz bir ambulans sesinde,bir anne elinde,bir çocuk gülmesinde…
Acaba en çok özlediğimiz şeyler için mi hüzünleniyoruz? Yoksa bizimle olmasını istediklerimize mi?Özlem, hüznü tutuşturur…Hüzün,hatırlatıcıdır…Ağız dolusu kahkahalar atarken,birden yutkunup,uzaklara dalıp gitmeniz de bu yüzdendir…Flulaşmış her bir ayrıntının netleştiği zemindir biraz da ,hüzün…Ayrılıklar,kayıplar,yaslar öyle kolay yakasını bırakmaz insanın…Sürekli  zihni meşgul eder.Olayları defalarca düşünmeye iter ve düşündükçe karanlık kalmış ayrıntılar aydınlanır,netleşir,anlamını bulur..Bir duygunun,düşüncenin ve durumun netlik kazanabilmesi için gerekli olan sihir hüzünde saklıdır..







.O halde hüzün sizi korkutmasın,bastırmayın hüzünlerinizi...Kocaman yer açın yüreğinizde...Hüznün olmadığı yürekler hep çok eksiktir....






1 Nisan 2015 Çarşamba

YEŞİLÇAM MÜZESİ

  Türk Sineması bu yıl 100.yılını kutlarken ; ocak ayında gezme fırsatı bulduğum Yeşilçam Müzesinden bahsetmek istiyorum...
   
    Türker İnanoğlu Vakfı'nın büyük bir titizlikle hazırlayıp sinema severlere sunduğu müze ;Beyoğlu Galatasaray Meydanında bulunuyor.İstiklal Caddesine yolu düşmüş birçok kişi; önünden geçmiştir, hatta benim gibi gezebilme fırsatı bulmuştur. 

    Müze 4 kattan oluşuyor.Müzeye dair detaylı teknik bilgi almak için tıklayn... Ne yazık ki müze de birçok bölümde fotoğraf çekmek yasak.izin verilen yerleri bolbol fotoğrafladım hepsini sizinle de paylaşacağım...:)Müze merdivenlerinin duvarlarını,Türk Sinemasına emeği geçmiş sanatçıların fotoğrafları süslüyordu... hayatını kaybetmiş ve halen hayatta olanlar...ünlü televizyon yüzleri,spikerler,tiyatrocular da vardı tabi...

    Kimler yoktu ki....Zeki Müren,Belgin Doruk,Filiz Akın,Kadir İnanır ve daha niceleri... Orjinal film afişleri,sinema biletleri,gazete küpürleri,alınan ödüller,senaryo defterleri... dublaj kayıt cihazları,kameralar,ışık,sinema çekiminde kullanılan o yılların bütün araç-gereçleri ... Adile Naşit,Hulisi Kentmen,Kemal Sunal,Ayhan Işık,Belgin Doruk,Öztürk Serengil gibi değerli sanatçılarımzın balmumu heykelleri...
 
 






        Sevdiğim birkaç filmin posterini de fotoğraflamıştım...müze çalışanları fotoğraf konusunda çok hassas davrandıkları için bu anlamda asıl paylaşmak istediğim görselleri ne yazıkki paylaşamıyorum...Sinemada makyaj diye bir bölüm vardı müzede ve sanırım sadece orda fotoğraf çekimi yasak değildi, ben de o bölümü bolbol fotoğrafladım...zaten çok da ilgimi çeken bir bölümdü...





plastik makyaj örnekleri

             
plastik makyaj örnekleri
Henüz gezme fırsatı bulmadıysanız ve Türk Sineması sizin de kıymet verdiğiniz bir değer ise çok severek gezeceğiniz bir müze Yeşilçam Müzesi...İçinde çocukluğunuzu,gençliğinizi,aşklarınızı,özlemlerinizi,kahkahalarınızı bulacağınızdan eminim...Zira ben de öyle oldu....

20 Mart 2015 Cuma

RAHMİ KOÇ MÜZESİ

    Son keşfim uzun zamandır gitmeyi
 planladığımız,geçtiğimiz haftasonu babamın bizi ziyarete gelmesiyle nihayet gezebilme fırsatı bulduğumuz Rahmi Koç Müzesi'neydi….Geç kalınmış bir ziyaret olduğunu anladım müzeyi gezerken.Nelerle karşılaşacağımı az çok tahmin etmiştim fakat gördüğüm herşeye bu kadar hayran kalacağımı tahmin etmemiştim…
Müze Haliç kıyılarında Hasköy’de bulunuyor…Tarihçesini merak edenler için tıklayın..


      Girişte biletlerimizi aldıktan sonra hepimiz müze içinde birbirimizi kaybettik,herkes ilgi duyduğu şeylerin başında yerini çoktan almıştı :) İçi,kocaman hayallerle dolu küçük evlerin sergisi en çok zaman ayırdığım bölümdü diyebiilirim...O kadar gerçekçiydi ki hepsi…her odada bir yaşam vardı…hepsine hikayeler yazdım zihnimde
…canlandırdım zihnimde,konuşturdum…sesler verdim onlara...kiminden bir ud sesi yükseliyordu; ‘gülü susuz seni aşksız bırakmam’ sözleri eşlik ediyordu …(çok severim )
kiminden ağlayan bebek sesleri….kiminde bir çocuğun minik parmaklarıyla çalmaya çalıştığı pianonun sesi…kiminde ışık saçan bir şömünenin odunlarının çıkardığı çıtırtı sesleri…Evlerin kiminde hüzün vardı,kiminde şenlik…bazısının çatısına kar yağmıştı ,bazısının bahçesinde çiçekler açmıştı…hepsi aslında hayatın ta kendisiydi… gerçekte de öyle değil midir?








2014 yılında 20’inci yılını kutlayan Rahmi M. Koç Müzesi, tarihte oyuncak, koleksiyon objesi, hobi malzemesi, vitrin süsü olarak kabul edilmiş bebek evlerinden oluşan Hayallerle Dolu Küçük Evler Sergisi ilgilenenler için 16 haziran 2015 tarihine kadar devam edecekmiş…

Müzenin diğer bölümleri daha farklı bir atmosferdeydi…zaman makinesiyle yolculuk yaptığınızı düşünebilirsiniz içerde…Klasik arabalar,buharlı lokomotifler,tekneler,traktörler,tulumbalar,at arabaları,kağnılar,faytonlar,fotoğraf makineleri,bebek arabaları,bisikletler,uçaklar,tranvaylar,2. dünya savaşında düşmüş bir uçak,sultan abdülazizi taşıyan bir vagon ve atlamış olduğum daha bi sürü kara,deniz,hava,demiryolu taşıma araçlarından aklınıza gelebilecek büyük bir koleksiyon bulunuyor ,farklı farklı bölümlerde sergileniyor…geçmişten günümüze kadar üretilen bilgisayar modelleri,zeytinyağı fabrikası görselleri,küçük bir balıkçı barınağı,fonda Tanju Okan çalıyor ; ''deniz ve mehtap sordular seni neredesin''….neler ,neler….malzeme çok olunca içerde ;nişan için düğün için çiftlerin fotoğraf çekimlerini burda yapmaları kaçınılmaz oluyor :)

itfaiye aracı

tulumba

buharlı traktör

zeytinyağı fabrikası


bebek arabaları

çocuk bisikletleri


kağnı









    Havanın çok soğuk ve yağmurlu olması müzenin açık alandaki kısımlarını gezmemize engel oldu…müzenin içerisinde bulunan cafe de yorgunluk kahvelerimizi içtikten sonra Rahmi Koç Müzesine olan gezimizi sonlandırdık..gezemediğimiz bölümleri için müzeyi tekrar ziyaret edeceğiz inşallah…Ve sizler de gezmediyseniz; çok kaliteli vakit geçireceksiniz ...ilk fırsatta gidebilmeniz dileğiyle…